Çeyrek yüzyılda memur olmuş masum Anadolu çocukları. Adları: Ali, Veli, Ayşe, Fatma, Yaşar, Celal, Tuana… Hepsinin omzunda bir dağ yüklü, omuzları iki büklüm; sözlükte yerleri var, cemiyette ise yoktur yerleri… Onlar yürekleri mangal, dilleri destan, ideal sahibi fukara çocukları…
Hele bir sınıfa girsinler gör onları, şiir olur sözleri, ay kesilir yüzleri, bükülür mü dizleri, kaybolur mu izleri?
Öğretmenler hamaset deryası, özveri sembolü, gündüz müjdecisi, gece feneri… Konuştular mı hesap etmezler göğü yeri. Kiminin eğitim aşkı onları çevirmiştir sanki bir çuval kemik bir deri. Kendini düşüneni çok azdır; çoğu vatanın yılmaz neferi. Devamlı gönüllere yazı yazanları var ki –yıllar geçse de- hafızalardan silinmez isimleri. Bir sözü meftun etmiştir nice civanları, pirleri…
Memleketi mayalayanlar onlar… Mum gibi yanıp yanıp sönenler onlar… Onları bir bir dağ köyünde parası olduğu halde ekmeği olmayanlar bir de gece yarısı gökyüzünde kandil olup yananlar anlar…
Bütün hesaplar onların üzerinedir, terzi ölçüleri alır. Kasap büftek yerine döver ellerini. Şoför için üç kuruşa çalışan züğüttür isimleri, yoktur sözlerinin cemiyette değeri… Yıllardır aynı nakarat iki ileri bir geri. Eğitim önemlidir, görkemli bina, kaliteli veli, civarın erenleri, iyi öğrenci ve diğerleri… Eğitimde tebeşirden sonra gelir yerleri. Her sıkıntıda eksik olmaz sırtlarında yükleri…
Memlekette her meslek erbabı, söz eğitime gelince olur işin erbabı. Masadaysa – memleketi kurtarmak için ahkam kesmeden- bardağa döker şarabı. Siyaset kurumu önce onun başına örer çorabı. Nerden girdik bu konuya birazdan ürküteceğiz eşi, dostu, ahbabı.
Sözün bundan gayrısını tamamlamak için öğretmenlerin çılgını, söndürmeyen yüreğindeki yangını, sanal alemin de ehli kalemin de piri Muhammet Yılmaz´a bırakıp bitirelim söz cangılını.
“ROTASYON ve HİZMETİÇİ EĞİTİM
gündemde tutularak öğretmenler rahatsız edilmemeli. Bu sebeple;
1. Rotasyon uygulanacaksa kararı alınmalı, gerekçeleri açıklanmalı, kuralları belirlenip uygulanmalı. Konu ısıtılıp ısıtılıp öğretmenin önüne getirilmemeli, rotasyon ile öğretmenler rahatsız edilmemeli.
Ayrıca seçimlerden önce rotasyon yok deyip seçimlerden sonra var demek, il içi tayinler bittikten sonra bu yıl rotasyon uygulayacağız demek hiç etik değil.
2. İkide bir “hizmetiçi eğitime alıp onları eğiteceğiz” deyip de öğretmenler aşağılanmamalı. Evet öğretmenin kendini yenilemeye, mesleki gelişime ihtiyacı vardır.
Ancak bu konu “öğretmenlerimiz yetersiz, eğitime ihtiyaçları var, onlara eğitim vereceğiz de iyi öğretmen olacaklar” mantığı ve söylemi ile yürütülmemeli.
Programı yapılır, ilkeleri belirlenir, imkanları hazırlanır, özlük hakları düzenlenir, öğretmenlerin gerçekten ihtiyaç duyduğu konularda nitelikli eğitimler hazırlanır ve uygulanır.
Fakat hizmetiçi eğitimler, dayatma konularla ve oturduğu yerden ders anlatan, ekrana yansıttığı teorik bilgileri okuyan eğitimciler ile değil öğretmenlerin aktif olduğu, meslektaşların birbiriyle etkileşim içinde bulunduğu, uygulamaya dönük etkinliklerle yapılmalı.