A. Dilipak bazen sivri sözler eden bir yazardır. Öyle yapmış yine; öz eleştiri yapası ve "İktidar ve servet bizi şımarttı!" diyesiymiş. “Biz!” derken kastettiği kesim kimlerdir, sınırlarını çizemem ama iktidar ve servet özü sağlam olanı şımartmaz.Buradaki sıkıntı, “Biz!” deme alışkanlığıdır; daima aldatıcı olmuştur. “Bizden olsun, çamurdan olsun!” zihniyetiyle yapılan kadrolaşma gerçekten sonuç verir ve ne kadar “çamur adam” varsa makam ve imkânlar çoğunlukla onlardan sorulur. Çoğunlukla diyorum, çünkü az sayıda da olsa çileli, ülkü sahibi insan da vardır; azınlıktadır.
İktidar ve servet o "Biz" dediğin adamların hakiki kişiliğini açığa çıkarmıştır. Bence öyle oldu ve çok az istisnası var. Bunun böyle olacağını tahmin etmek o kadar kolaydır ki, hep böyle olmuştur. Makama ve zenginliğe talip olanlar, hırslı ve mürai tiplerdir; yükselmek ve kazanmak için her yolu denerler. İktidar sayesinde muktedir ve zengin olduktan sonra kısm-ı azamı alçaldıkça alçalır. Ama yine de yerlerinde dururlar, çünkü kendine benzeyen bürokrat ve küçük burjuva ile bütünleşmiş; bir tür örgüt oluşturmuşlardır. Alçaklık da ahlâkî bir tercihtir; kutsal değerlerimizi istismar etmesinler kâfidir.
Ben, bu kesimlere “Dikey Yapı” demiştim, hatırlayan mutlaka çıkar. O zaman PDY, henüz terör örgütü olarak adlandırılmamıştı. Bürokrasi içinde ve iş adamı görünüşlü fırsatçıları kastetmiştim. Paralel Yapı, terör örgütüdür ama onunla iş birliği halindeki “Dikey Yapı” hâlâ iş başındadır. Bunlar, kazara Fetöcü olmadılar, Fetö´den nemalansalardı ve piramitte yer alsalardı kesin Fetöcü olurlardı. Dikey Yapı dediğim ve bürokrasi içindeki sütü bozukların piramitleri ise bürokrasidir. Çoğunun Fetö ile 15 Temmuz akşamına kadar paslaştığından eminim; sınırları ayırt edilemeyecek kadar birbirine yakındı.
Fetö´den kurtulmak kolay değil ama en azından kararlı bir biçimde sürdürülmektedir. İktidarın kucağında oturup kul hakkı yiyen, insanlara zulmeden Dikey Yapı´dan nasıl kurtulacağız? Evvelâ kurtulmak isteyen var mıdır, ondan bile emin değilim.